Van gölünü nasıl bilirsiniz?
Çoğunuzun aklına önce Akdamar Kilisesi, ardından da Van Kalesi gelir.
Benim aklıma ise önce gölün kendisi ve Nemrut krateri gelir. Süphan dağı gelir. Sonra Van müzesindeki Hakkari’de bulunan ve Türklerin Anadolu’ya düşünülenden çok daha erken tarihte geldiğini gösteren balballar gelir. Ardından Ahlat’taki muhteşem Selçuklu mezar taşları gelir. Urartulardan kalma 51 kilometre uzunluğundaki Şamran kanalı ve mayaların taş işçiliğini kıskandıran Çavuştepe kalesi ve kaya üzerindeki yazılar gelir.
Van gölü ve çevresini defalarca tavaf edişim gelir. Ne yazık ki sadece bir kez şahit olduğum inci kefali göçü gelir.
Van gölünde, gölün son derece alkali, yani sodalı ve tuzlu suyunda yaşamaya adapte olmuş bir balık türü var. Son yıllarda Erçek gölünde de üretildi. Bu sulara alışık olan bu balıkların dünyada bu havzadan başka hiçbir yerde yaşamadığı düşünülüyor. Zaten bu göllerde başka bir balık da yaşamıyor. İnci Kefali başlı başına bir ekonomik değer çünkü Türkiye’nin iç sularından elde edilen balıkların toplamının neredeyse üçte birini oluşturuyor. Ortalama boyutları 15-20 cm ve 70-80 gr olan, lezzeti tatlı sularda yetişen diğer sazan türlerinden çok daha güzel bir balık türüdür.
Evet adında kefal kelimesi olmasına karşın aslında sazangillerdendir. Yaşam alanları olan bu küçük havzada muhteşem bir yaşam döngüsüne sahiptirler. Van gölünün sodalı suları üremeleri için uygun bir ortam oluşturmadığından onlar da alabalıklar, somonlar gibi üremek için doğdukları derelere geri dönerler. Bu dönüş sırasında dere içlerine doğru ilerlerken küçük çağlayanları sıçrayarak geçtiklerinden uçan balık adını da alırlar. Akarsuların sıcaklıkları 13 dereceyi bulunca balıklar derelere gider, yumurtalarını döker, daha sonra ise somon ve alabalıklardan farklı olarak kendileri ölmez aksine, sağlıklı bir şekilde göle geri dönerler.
Nisan ile Temmuz arasında derelerde gözleyebileceğiniz bu eşsiz doğa olayı sırasında balıklar avcılara karşı son derece savunmasız olduklarından korunmaktadırlar. Evet gerçekten 75 gün boyunca jandarma nöbet tutarak derede balıkların avlanmasını engelliyor. Eskiden bu derelerden kamyonlar dolusu balık çekilir, daha sonra yıl boyunca gölde balık azalırmış.
Erciş ilçesindeki Deliçay ya da Muradiye çayında bu üreme göçü kolaylıkla izlenebiliyor. Gidip kendiniz görün derim.