Sokağımızın köpeği yavruladı. Beş tane şirin mi şirin yavru bütün mahallenin yavuklusu haline geldi. Tam karşımdaki inşaatı bir türlü bitmeyen, ama içinde oturulan bir apartmanın bodrumunda yaşıyorlar. Apartmanı tek bir usta, tek başına yaptığı için 6,5 yıl önce buraya taşındığımda neredeyse tamamlanmış bir halde idi, ancak hala tamamlanamadı. Taşındığımda lahana tarlası olan yan arsada ise bir apartman başladı ve bitti.
Muhtemelen yaptığı apartmanın arsası da bu amcaya aittir. Yıllar önce apartmana önce gelinini ve akrabalarını oturttu, şimdi hemen bütün apartman dolu, ama inşaatı henüz bitmedi. Onun için önünde sürekli inşaat malzemeleri duruyor. Köpeklerin yaşayabilecekleri, elverişli bir bodrumu da var.
İşte bu apartman sakinleri köpekleri de annelerini de sahiplendi, onlara nasıl bakıyorlar anlatamam. Ayrıca bütün mahalle de bu yaramazları çok sevdik, gece yarısı gelip onlara yiyecek getirenler bile oluyor.
Bu yavrular insanlardan hiç korkmuyorlar, ayrıca inanılmaz da zekiler. Bir kez gördükleri bir kişiyi bir daha unutmuyorlar. İlk kez yanlarına resim çekmek için gitmiştim. Yemek filan vermemiş olduğum halde ertesi gün derhal yanıma koşup, ayakkabımın üzerine çıktılar. Sanırım ayakkabıya çıkarak, bir şekilde bana karşı üstünlük, belki de bir çeşit ‘’eşit arkadaşlık’’ sağlıyorlar.
Bu yavruları ilk gördüğüm gün miniciktiler, henüz tamamen anne sütü alıyorlardı, ancak anneleri iyi beslensin diye anneye verilen, üzeri etli bir kemik parçası için bir kapıştılar ki görmeye mahsus. Anneleri ancak onlardan artanı yiyebildi. Bir gün onların anne memesi emerken resimlerini yayınladım, arkadaşlardan biri bunlara yarı katı mama da lazım diye yazmış. Bilemez tabii, bu yaramazlar sokak çocuğu, kemik yiyorlar, ne maması?
Bir gün arabama binecekken beşi birden ayağımın etrafını sardılar, birden dengemi kaybettim ve birinin hafifçe üzerine bastım. Bir ciyak kaçtılar, bir daha da yanıma yaklaşmadılar. Bunları herkes beslediği ve su verdiği için ben hiç yemek vermedim, uzaktan baktım.
Aradan bir hayli zaman geçti yavrular epeyce büyüdüler. Hatta memeden kesilince ikisini birileri aldı, üç yavru kaldı. Sahiplenilen iki yavru da siyahtı, şimdikilerden uzun olana çok benziyorlardı. Kalan yavrular benzemez yavrular, ikisi siyah ama biri çok tüylü ve kısa, diğeri uzun boylu kısa tüylü, sonuncusu ise boz renkli. Uzun boylu yavru bir ayda ufak tefek bir hanım olan annesinin boyuna yetişti neredeyse.
Bu arada oldukça yoğun bir kar yağdı, mahallemiz kar altında kaldı. Bizim ufaklıklar kardan filan hiç korkmadılar, çok güzel oynadılar. Kar yağınca babaları da geldi. Evlerine yerleşti. Tabii sıcak yuvada kalıyor, bol bol yiyor, bir türlü gitmiyor. Yavrular önce çok sevindiler, babaları ile oynamaya çok hevesli idiler. Fakat babaları annenin yeniden çiftleşmeye hazır olduğunu düşündüğü için hayvanı rahat bırakmıyor, yavruları da başlarından savmak için onları korkutuyor. Yavrulara cidden kötü davranıyor, yavrular nihayet ona çok da yaklaşmamaları gerektiğini anladılar. Resmen babalarından kaçıyorlar, oda bunları giderek daha uzağa doğru sürüyor. Yavrular babalarından görüp, sadece 2 günde birbirleri ile de daha vahşi, bayağı hırlayarak dalaşmaya başladılar.
Bu gün karlar altında kalan arabamı temizlemek için elimde bir vileda çubuğu ile sokağa çıktım.
Erkek köpek, üç yavruya bayağı eziyet ediyordu, hatta yavrulardan uzun olanı ile burun buruna itişiyorlardı. Benim ufaklık hiç şansı olmamasına karşılık babası ile bayağı cebelleşiyordu. Diğerleri yardıma koştular ama babaları hepsi ile başa çıkıyor. Kim bilir belki de onlara kendini savunma dersleri veriyordur. Ancak bizim yavrular hallerinden hiç memnun değil, çünkü özellikle anneleri ile yavrular arasına giriyor. Anne ortada olunca yavrulara daha da kötü davranıyor.
Tam babaları ile dalaşırken benim dışarı çıktığımı gören yavrular, günlerdir hiç yanıma gelmemişken aniden babalarından kurtulup, bana doğru koşmaya başladılar, klasik hale gelen ayağımın üzerine çıkma numaraları ile beni kendilerine müttefik ettiler.
Meğer baba köpek tasmalı, sahipli bir köpekmiş ve yabancı insanlardan korkuyormuş, beni görünce geriye kaçtı. Ufaklıklar beni yanlarına çekince, babalarına dönüp, hırlayarak onu iyice uzaklaştırmayı başardılar.
Böyle bir sokak zekası gördünüz mü? Bu köpeklere kimse eğitim filan vermiyor, sadece kendi akılları ile zalim babayı uzaklaştırdılar. Nereden onun çocukları olduğunu biliyorsun diye sorarsanız 5 yavrudan 3’ü hık demiş burnundan düşmüş, sadece bol tüylü, ile boz olan biraz değişik. DNA analizi yapmaya gerek yok yani.
Dün gece bütün mahalleyi korudukları(!) için bu gün pek yorgun düştüler.