Hayat boyu unutulmaz ve sizden başka hiç kimsede olamayacak bir hediye aldınız mı hiç? Ben aldım. KTÜ Halk Sağlığı Profesörü Dr Gamze Çan ( Tam benlik bir kız, hem Çayeli kızı, hem Çanakkale gelini, hem üretken, hem komik, hem de açık zihinli, olabilecek en iyi kombinasyonda bir bütünlük yani) bir gün düşünmüş ve Prof Dr Yavuz Özoran Hocamıza emekli olunca verilirse hocanın aşırı duygulanacağını tahmin ettiği için emeklilik öncesinde değerli bir hediye yapmak istemiş. Sonra da arkadaş çevresinde ‘’çok gizli bir proje’’ diye mailler atarak herkesi olaya dahil etmek istemiş, ama hiç kimseden cevap alamamış. Sonradan anlaşıldığına göre o sıralar ‘Ergenekon Davası’ ön planda, her gün gazeteler, televizyonlar, gece baskınları, gözaltına almalar filan yazıyor, hatta bizim fakülteden bile bir arkadaş alındı, bir hafta filan sorgulandıktan sonra bırakıldı, yok cep telefonları dinleniyor, yok insanlara sanal tuzaklar kuruluyor söylenceleri ayyuka çıkmış, işte böyle bir ortamda bizim Gamze Yavuz Hocaya sürpriz hazırlamaya çalışıyor, ancak ‘’gizli proje’’ açıklamasını gören herkes oyuna geldiğini düşünüp maili açmadan siliyor. Gamze niye mailime cevap yazmadınız diye telefonla insanlara ulaşınca iş meydana çıkıyor. Her neyse işte Gamzenin o projesinin adı ‘Su gibi’ idi. Herkes Yavuz hoca ile ilgili bir anısını yazdı, daha sonra bunları kitap halinde bastırdılar. Sonra patolojinin salonunda hazırlanan bir törenle (hatta törene Yavuz Hocanın oğlu Emre de İstanbul’dan gelmişti) kitabı hocaya sunduk. Güya olacakları hocaya söylemeyip sürpriz yapacaktık, ama duydu bir şekilde, o da bize ikramlarda bulundu, hatta yıl başı olduğu için ufak hediyeler verdi. Bütün töreni Ali Çan (Gamzenin eşi, anatomide hoca) videoya çekerek CD yaptı.
İşte bu projelerden ikincisini bana yaptılar. Gamzenin aklına bu sefer ‘Benim İçin Donat’’ projesi gelmiş. Ali limon kasalarından küçük ve muhteşem şeyler yapar. Hatta limon sandıklarından yaptığı minyatür eşyalarla sergi bile açmışlığı vardır. Benim için donat projesine de 20 adet tahta minyatür sandalye yaptı. Sadece bu sandalyeler bile görülmeye değer, inanılmaz bir emek ve zerafet var üzerlerinde. Sonra bu sandalyeleri tek tek arkadaşlarıma dağıttılar ve beni düşünerek o sandalyeleri donatmalarını istediler. Bu sefer ben kendim de projeyi bildiğimden bir sandalye de kendime donattım.
Sonra yine Yavuz hocanınkine benzer bir törenle sandalyeleri bana verdiler. Törende anlaşıldığı kadarı ile herkes birbirinden habersiz ancak hepsinin de ciddi ciddi beni düşünerek donattığı çok açık oldu. Çünkü hemen herkes benzer özelliklerimi vurgulamış; özgürlük, gezme isteği, doğa sevgisi, kahve keyfi, spritüellik, bilgiye açlık, şifacılık, liderlik, aile değerleri, hobilerde çeşitlilik vb. Üstelik de inanılmaz güzellikte döşenmiş her biri. Aşağıda bana söylenenleri kişilerin ağzından özetledim.
Ali bu töreni de kayda alarak CD’sini yaptı. Bir de sandalyeleri muhafaza edecek dolap yaparak bana hediye ettiler. Daha sonra bu dolabı tekrar gözden geçirmek ve kopan yerlerini yapıştırmak için Ali ve Gamze benim evime geldiler. Evimde biblo olarak seramik bir Nuhun gemisi var. Bundan yola çıkarak Prof Dr Sevgi Bahadır için ‘’Sevginin Gemisi’’ni yaptık. Benzer töreni ona da düzenledik.
Kimin var böyle bir hediyesi? Kendimi böyle yaratıcı arkadaşlara sahip olduğum ve bu arkadaşlara böyle ilham verebilmiş olduğum için kutsanmış hissediyorum.