Daily Archives: 16 Şubat 2016

KİMİN VAR BÖYLE BİR ŞEYİ

Hayat boyu unutulmaz ve sizden başka hiç kimsede olamayacak bir hediye aldınız mı hiç? Ben aldım.  KTÜ Halk Sağlığı Profesörü Dr Gamze Çan ( Tam benlik bir kız, hem Çayeli kızı, hem Çanakkale gelini, hem üretken, hem komik, hem de açık zihinli, olabilecek en iyi kombinasyonda bir bütünlük yani) bir gün düşünmüş ve Prof Dr Yavuz Özoran Hocamıza emekli olunca verilirse hocanın aşırı duygulanacağını tahmin ettiği için emeklilik öncesinde değerli bir hediye yapmak istemiş. Sonra da arkadaş çevresinde ‘’çok gizli bir proje’’  diye mailler atarak herkesi olaya dahil etmek istemiş,  ama hiç kimseden cevap alamamış. Sonradan anlaşıldığına göre o sıralar ‘Ergenekon Davası’ ön planda, her gün gazeteler, televizyonlar,  gece baskınları,   gözaltına almalar filan yazıyor, hatta bizim fakülteden bile  bir arkadaş alındı, bir hafta filan sorgulandıktan sonra bırakıldı, yok cep telefonları dinleniyor, yok insanlara sanal tuzaklar kuruluyor söylenceleri ayyuka çıkmış, işte böyle bir ortamda bizim Gamze Yavuz Hocaya sürpriz hazırlamaya çalışıyor, ancak  ‘’gizli proje’’ açıklamasını gören herkes oyuna geldiğini düşünüp maili açmadan siliyor. Gamze niye mailime cevap yazmadınız diye telefonla insanlara ulaşınca iş meydana çıkıyor. Her neyse işte Gamzenin o projesinin adı ‘Su gibi’ idi. Herkes Yavuz hoca ile ilgili bir anısını yazdı, daha sonra bunları kitap halinde bastırdılar. Sonra patolojinin salonunda hazırlanan bir törenle (hatta törene Yavuz Hocanın oğlu Emre de İstanbul’dan gelmişti) kitabı hocaya sunduk. Güya olacakları hocaya söylemeyip sürpriz yapacaktık, ama duydu bir şekilde, o da bize ikramlarda bulundu, hatta yıl başı olduğu için ufak hediyeler verdi. Bütün töreni Ali Çan (Gamzenin eşi, anatomide hoca) videoya çekerek CD yaptı.

İşte bu projelerden ikincisini bana yaptılar. Gamzenin aklına bu sefer ‘Benim İçin Donat’’ projesi gelmiş. Ali limon kasalarından küçük ve muhteşem şeyler yapar. Hatta limon sandıklarından yaptığı minyatür eşyalarla sergi bile açmışlığı vardır.  Benim için donat projesine de  20 adet tahta minyatür sandalye yaptı. Sadece bu sandalyeler bile görülmeye değer, inanılmaz bir emek ve zerafet var üzerlerinde. Sonra bu sandalyeleri tek tek  arkadaşlarıma dağıttılar ve  beni düşünerek o sandalyeleri donatmalarını istediler. Bu sefer ben kendim de projeyi bildiğimden bir sandalye de kendime donattım.

Sonra yine Yavuz hocanınkine benzer bir törenle sandalyeleri bana verdiler. Törende anlaşıldığı kadarı ile herkes birbirinden habersiz ancak hepsinin de ciddi ciddi beni düşünerek donattığı çok açık oldu. Çünkü hemen herkes benzer özelliklerimi vurgulamış; özgürlük, gezme isteği, doğa sevgisi, kahve keyfi, spritüellik, bilgiye açlık, şifacılık, liderlik, aile değerleri, hobilerde çeşitlilik vb. Üstelik de inanılmaz güzellikte döşenmiş her biri. Aşağıda bana söylenenleri kişilerin ağzından özetledim.

Ali bu töreni de kayda alarak CD’sini yaptı. Bir de sandalyeleri muhafaza edecek dolap yaparak bana hediye ettiler. Daha sonra bu dolabı tekrar gözden geçirmek ve kopan yerlerini yapıştırmak için Ali ve Gamze benim evime geldiler. Evimde biblo olarak seramik bir Nuhun gemisi var. Bundan yola çıkarak Prof Dr Sevgi Bahadır için ‘’Sevginin Gemisi’’ni yaptık. Benzer töreni ona da düzenledik.

Kimin var böyle bir hediyesi? Kendimi böyle yaratıcı arkadaşlara sahip olduğum ve bu arkadaşlara böyle ilham verebilmiş olduğum için kutsanmış hissediyorum.

1
Dolabımın genel görüntüsü
2
Kendim donattım; Dünyanın bütün yükü omuzlarımda, artık bu ağırlığın altında eziliyorum. Herkes beni yük hayvanı olarak görüyor, yorgunum, artık benden bir şey istemeyin.
4
Bunu döşeyen arkadaşım o günlerin modası Muhteşem Yüzyıl dizisinden de esinlenerek , benim takı merakıma vurgu yapmak için bunu döşemiş. Benim ilk okulda 23 nisanda Hürrem Sultan olduğumu bilmiyordu. Çay tiryakiliğimi vurgulamak için de sandalyeyi bir çay tabağına oturtmuş.
5
Bunu döşeyen liseden sınıf arkadaşımdı. Kendime ördüğüm hırkayı çok beğenince aynısını ona da örmüştüm. İkimiz bir örnek giyerdik. İsim ve soy isimlerimizin baş harflerinde GÖKAN yazısını oluşturup sıramızın arkasına yazmıştık. Sanırım Gökan’ın kim olduğuna dair epeyce soru işareti yaratmıştık.
6
Bu Yavuz hocanın donatısı. Sanırım ben ona sayfalar dolusu yazınca o da hem sandalyeyi bol bol donattı, hızını alamayıp bir de defter dolusu hakkımda yazdı.
7
Bu renkli kişiliğimmiş, pek çok ilgi alanımın olmasını temsil ediyormuş , arkadaşım nazikçe her boyayı boyadık bir fıstıki yeşil kaldı diyor.
8
Bu romantik döşemeyi Gamze kızı ile birlikte yaptı, şemsiye insanları birleştirme, çiçekler sevgi, uzun kuyruklar uzun etki alanımı vurguluyormuş
9
Uzak kaldığım bir arkadaşım özlem belirtisi olarak döşemiş
10
Özgür ruhumu vurgulamak istemiş, nazar almamamı istemiş
11
Bu da asistanlarımdan, melek hocalarının ( bu arada o ben oluyorum), deniz sevgisini vurgulamışlar, yetmemiş bir de beni denize benzeten ve deniz olmanın zor olduğunu anlatan bir de şiir yazmışlar.
12
Mukaddes yöresel değerlerden etkilendiğimi vurgulamak üzere yöresel bir sandalye döşemiş, her gün birlikte kahve içmemizi vurgulamak üzere kahve çekirdekleri ve yanına da kahvenin özelliklerinden söz eden bir bilgi kartı eklemiş.
13
Takip ettiğim çocuklarının benim de çocuklarım olduğunu yazmış, sandalyeye kahve fincanı ve tabağı eklemiş.
14
Bu da çocuklarını takip ettiğim bir çift, sandalyede steteskop, çalışkan arı ve melek ay ışığı var.
15
Asistanlarımdan sandalyeyi tarih sevdiğim için eskitmişler, melek hocaları imişim, çok bilgili ve iyi bir doktormuşum, bilgi ağacımın altında gölgeleniyorlarmış.
16
Bu çocukları sevdiğimi, yemek yemeyi sevdiğimi, doğayı denizi sevdiğimi, arkeolojiden hoşlandığımı ve de feminist olduğumu anlatıyormuş.
17
Bu da yine arkadaşım ama aynı zamanda çocuğunun doktoruyum, yani o yağlar boşa değil. Sandalyenin renkliliği gene renkli kişilik anlatıyormuş.
18
Ali bana bunu proje kapsamı dışında hediye etti kola kutularından yapmış
19
Sandalyelerden biri gezginliğime, diğeri doğa sevgime vurgu yapmak istemiş
20
Bu sandalye olduğum gibi görünen biri olduğumu anlatıyormuş, bana nazar değmemesi için de mavi boncuk takmış.
21
En derin anlamı olanlardan biri, beyaz renk ruhsal olgunluğu, saflığı temsil ediyormuş, tepedeki göz ise bazen ona arkamda da gözüm olduğunu hissettirdiğim içinmiş. Galiba sezgilerin güçlü demek istedi.
s
Beyaz mendil saflığı, ruhsal olgunluğu, mavi bordo kuşaklar ise futboldan haz etmediğimi anlatıyormuş.
22
Bu da Sevginin gemisi

3

Show Buttons
Hide Buttons