Geçen şubat ayında Vietnam Laos Kamboçya turu yapmış ve tur dönüşü izlenimlerimi bloğumda paylaşmıştım.
Kuzey ekspres gazetesinde bu yazıları gazetelerinde yayınlamak üzere teklif geldi. Ben de kabul ettim. Böylece bu turun izlenimleri tam 4 gün boyunca tam sayfa yayınlandı.
Bundan sonra 4 gün boyunca da Genç hekimler öğütler isimli yazı dizim köşe yazısı olarak yayınlandı.
Bu yazılarla ilgili çok hoş geri dönüşler aldım.
Geçen gün yazıların yayınlanmış olduğu gazeteleri almak için Kuzey eksprese uğradım, bana yazılarımı yayınlamayı teklif eden Hasan Kurt ile de konuştum. Yazılarımın çok az düzeltmeye ihtiyacı olduğunu söylemesi beni çok gururlandırdı. Kendisi bunca yıldır yazdığı halde, yazdıklarını yayınlamadan önce başkalarına okutuyormuş.
Ben de öyle yaparım. Eskiden (tabii bunlar mesleki yazılar oluyordu) bir yazı yazdığım zaman, özellikle de bu yazı çalışma değil de bir derleme, ya da kitap bölümü ise önce bir kaç asistanıma okutur, anlamadıkları yerleri bana söylemelerini isterdim. Sonra bu cümleleri anlaşılır hale getirirdim. Yazı tamamen bittikten sonra da bir hafta on gün kadar bekletip ben kendim tekrar dikkatle okurdum. Böylece dergi editöründen kolay kolay düzeltme gelmezdi.
Şimdi bloğumu yazarken bu kadar görkemli bir düzeltme mekanizması işletemiyorum elbette. Sadece yazıyı yazıp, ertesi gün bir kere daha okuyorum, yayınladıktan sonra bir eleştiri gelirse düzeltmeye de açığım.
Şimdi de 5 gün boyunca İran gezisi izlenimlerim yayınlanıyor.
Galiba artık gazeteci sayılırım. Kendimden çok memnunum.
Bu bloğu yazmaya başladıktan sonra herkes bana bir kitap yazmam gerektiğini söylüyor, ancak ben pek düşünmüyorum. Öyle ya ben birçok daldan çalıyorum, böyle saçma bir kitap olur mu?
Ancak bu İran gezisinde kendisi bir kitap yazmış, diğerini de yazmakta olan birisi ile karşılaştım. O da bana bir kitap yazmamı önerdi, üstelik hangi konu ile sınırlı tutabileceğim konusunda da fikir verdi. Bakalım hayırlısı.