Dün yoga merkezinden arkadaşlar, Cansın’ların yazlık evinde buluştuk. Balık mangal, sohbetler, Gökhan’ın udu eşliğinde şarkılar, resmen Türk gecesi yaptık.
GÖĞE BAKAN KOCAKARI HAZİRAN 2016
Haziran ayı Hicri takvime göre Şaban ayının 25’inci, Rumi takvime göre Mayıs ayının 19’uncu günü ile başlıyor. Altı Haziran’da Hicri takvime göre Ramazan ayı başlarken 14 Haziran’da da Rumi takvime göre Haziran ayı başlıyor.
Güneş ışınları 21 Haziran günü Yengeç Dönencesine (Ekvatorun 23 derece kuzeyinden geçen enlem) dik olarak vurur. Bu güne yaz gündönümü deniliyor, yılın en uzun gündüzleri de bu sıralarda yaşanıyor, daha sonra yavaşça geceler uzayıp, gündüzler kısalmaya başlıyor.
Balsamik ay ayın 2’sinden sonra, bu günler, içe dönmek ve geriye bakıp öz eleştiri yapmak, yeni başlangıçlar için ön hazırlıklar yapmak, meditasyon ve fazladan ibadet için uygun zamanlardır.
Yeni ay ayın 5’inde, ikizler burcunda. Yazmaya ya da okumaya başlamak için uygun bir zaman. Önümüzdeki günlerde iletişim kurarken, herkesin dünyaya aynı bakış açısından bakmadığını göz önünde bulundurmak ve fikirlerde fazlaca uçuşmamakta fayda var.
Dolunay ayın 20’sinde, yay burcunda. Uzaklara gitmek, değişik felsefi konuları irdelemek, yeni bir kitap okumak için uygun zaman. Bu dolunay kuzey ay düğümünde meydana geliyor ve Jüpiter de kuzey ay düğümü ile birleşiyor. Oldukça olumlu bir dolunay olması bekleniyor. Hoş sürprizler olabilir.
TEMALI GECELER, GİDEREK İŞİ BÜYÜTÜYORUZ,
Elazığ’da iken keşfettiğimiz bir eğlence modeli idi. Sanırım sadece Elazığlı olmayan ve çalışan hanımlardık. Elazığ’lıların hanım günlerine gidemiyorduk, çünkü onlar bir işte iken toplanırlardı. Akşam vakti, dışarıda kadın kadına eğlenmek de, o yıllarda Elazığ’ı bozardı. Biz de ayda iki kez akşam iş çıkışı birimizin evinde toplanıp, ev sahibinin uygun bulduğu ve becerdiği bir şey yapardık. Mesela ben ergenlikle ilgili bir konu anlatmıştım. Bir sefer egzersiz yaptık, bir başka sefer bir ressamın resimlerini inceledik. Kişilerde değişiklikler oldu, ama toplantı yıllarca devam etti.
DOĞANIN BİLGELİĞİ AĞAÇLARDA, DENİZLERDE, BULUTLARDA, DAĞLARDA SAKLI. GÖRMEK İÇİN GÖNÜL GÖZÜYLE BAKMAK YETER.
Herkesin hayattan aldığı bir darbe vardır mutlaka. Bazılarının darbesi daha belirgin olur, nasıl olup da başa çıkabildiklerine şaşırırsınız.
Geçenlerde uzun zamandan beri görüşmediğim, ama derin bir yarası olduğunu bildiğim, o yaşam değiştirecek olayları yaşarken bizzat şahit olduğum, bir arkadaşımla görüştüm.
SAKARYA’NIN SPA’SI DA KIVRIM BÜKLÜM YOLLARI, NE ZAMAN BİHOŞ OLDUM DA HATIRLAMIYOM ADLARI
Hacettepe Tıp Fakültesi 1981 mezunu olmak, hayatımın en önemli imtiyazlarından biri olmalı diye düşünüyorum. Mesele sadece prestijli bir okuldan, iyi bir eğitim almış olmak değil, aynı zamanda ve özellikle her biri ayrı bir cevher olan sınıf arkadaşlarıma sahip olmaktan ötürü de ayrıcalıklı hissediyorum.
Hani tıbbiyeden ressam çıkar, müzisyen çıkar, şair çıkar, her şey çıkar, arada sırada doktor da çıkar diye bir söz vardır.
Bizim sınıftan herkes doktor çıktı bir kere, hem de çok iyi doktor çıktı, Türkiye’nin her yerinde, yurt dışında pek çok ülkede, çalıştıkları yerlerde fark yarattılar.
BU GÜN HIDIRELLEZ ARİFESİ, DİLEKLERİN EVRENE SALINMA GÜNÜ
Rumi takvime göre yıl ‘’Hızır’’ ve ‘’Kasım’’ olmak üzere ikiye ayrılır. Yarın Miladi takvime göre 6 Mayıs, Rumi takvime göre 23 Nisan. Yani Hızır günlerinin başlangıcıdır.
Yazın ilk ilk günü olduğu varsayılan Hıdırellez, Türk Dünyasında kutlanan doğa bayramlarından biridir. Hıdırellez gününün Orta Asya kökenli mi yoksa Mezopotamya/Anadolu kökenli mi olduğu tartışmalıdır. Ancak çok kültürlü, mevsimsel döngülere atfedilen kadim bir kutlamanın İslamiyet şemsiyesi altında yorumlanmış halidir demek doğru olacak. İlyas Peygamberin yeşil demek olan Hızır takma adı ile dolaştığı, bu gün ortalığı yeşile büründürdüğüne inanılır. Hızır ve İlyas’ın söylene söylene birleşmiş hali olabilir.
Ruz-ı Hızır (Hızır günü) de denilen Hıdırellez’in, 2017 yılından itibaren UNESCO’nun ‘’İnsanlığın Somut Olmayan İnsanlık Mirası’’ listesine alınması bekleniyor.
ÖLÜDENİZ TOMARLARI, ÇÖLE GÖMÜLEN KUTSAL KİTAPLAR
Esseniler MÖ 500 yıllarından itibaren var oldukları söylenen bir Yahudi tarikatidir. Bazıları Vaftizci Yahya ve İsa peygamber de bu tarikatin üyesi olduğunu düşünürler, ancak bu konu genel olarak kabul görmez.
Bu tarikatin üyeleri dünya nimetlerinden uzak yaşayan, kendilerini dinsel yaşama adamış mistiklerdi. Kendi içlerine kapalı olarak yaşıyor, kendilerine yetecek kadar çiftçilik yapıyor, bekar kalmaya özen gösteriyor ve günün büyük bir kısmında inziva dini kurallara uygun yaşıyorlardı.