Bu yeniay tam da saat 15;16’da ve Boğa burcunda gerçekleşti. Boğa burcu toprakla ilişkilendirilen bir burçtur. Daha doğrusu toprak elementinin sabit burcudur; sebat ve yerleşik düzen burcudur, gerçek anlamda toprak ana ile de ilişkilendirilir.
Bizim de yeni yerimize taşınmamızın üzerinden sadece 5 gün geçmiş olduğu için, köydeki ilk yeniayımızın boğada gerçekleşmesi oldukça anlamlı oldu.
Bize, taşınma niyetimizi duydukları andan itibaren ‘’hiç bilmediğiniz, yabancı topraklarda ne yapacaksınız, her zaman gittiğiniz yerde yabancı olarak kalacaksınız’’ diyen pek çok kişi oldu. Anlaşılan insanların pek çoğu alışık oldukları düzeni ve yeri değiştirmek konusunda oldukça tutucu davranıyor.
Ben de ata topraklarına bağlılık hissediyorum elbette, ama burada da Türkiye topraklarında olduğuma göre ata toprağındayım. Üstüne üstlük her sabah uyandığımda ilk gördüğüm toprak, Gelibolu. Bundan daha iyi ata toprağı olur mu? Ama gene de spritüel anlamda toprağı kendimize ait hale getirecek bir ritüel yapmaya karar vermiştik.
Bu ritüel için de toprakla ilgili yeni başlangıçları hatırlatan boğa yeniayından daha uygun zaman olabilir mi? Elbette hayır. Böylece toprak ana ritüelimizi tam yeniayın gerçekleştiği zamanda yapmaya karar verdik.
Yapacağımız ritüel ise çok basit idi, ata topraklarımızdan yeni topraklarımıza bir parça toprak serptik. Bir çeşit maya gibi.
Önce ata toprağını hazırladık.
Türklerin ilk yazılı kaynağı Orhun Kitabeleri ve bunu yazdıran hakan da Bilge Kaan’dır. Böylece yazılı tarihe göre Türklerin ilk bilinen atası Bilge Kaan’dır. Moğolistan’da onun mezarını ziyaret etme imkanım olmuştu. Ona, bize Türkiye topraklarını yurt yapan, son atamız olan Atatürk’ün mezarından yani Anıt Kabirden toprak getirmiştim. Anıt kabirden getirdiğim toprağı Bilge Kaan’ın mezarına serperek temsili olarak atalarımızın gücünü ve anılarını birleştirmek istemiştim.
Yani elimde hem Bilge Kaan’ın, hem de Mustafa Kemal Atatürk’ün mezar toprağı vardı. Sermin’le kendi aile büyüklerimizin mezarlarından toprak örnekleri de aldık. Böylece her anlamda atalarımızın topraklarını birleştirerek harmanladık.
İşte bu yeniay zamanı bu ata toprağını yeni toprağımıza serptik. Böylece yeni toprağımızı spritüel olarak sahiplendik, toprağın da bizi sahiplenmesini diledik. Artık kimse ata toprağından uzakta olduğumuzu düşünüp üzülmes
Merhaba Ayşenur,
Bence, Çanakkaleyi tercih edişin çok yerinde ve güzel olmuş.
Sadece bir kez; Sevinç, ben ve küçük oğlum ile birlikte gidebildik.
Trabzon ve İstanbul’u yoğursan sanırım Çanakkale ortaya çıkar.
Yeşiliyle, boğazıyla, bende böyle bir intiba bıraktı.
İyi ki gitmişsin!
Çok daha huzurlu olacağın hissi var içimde.
Açıkçası evi çok merak ediyorum.
Fotoğraflar bekliyorum. Düşündüğüm gibi taş evse, bitti….(!)
Sen şimdi Keçi’de bakarsın…
Sütünden Ezine Peynir’ine rakip olacak peynir de üretirsin..(!)
Sağlıcakla kal, Selamlar..