Yıl 2013, aylardan Ekim. O yıl UPEK (Ulusal Pediatrik Endokrinoloji Kongresi) ve ESPE (European Soiety of Paediatric Endocrinology) kongresi, yani her yıl mutlaka gittiğim iki önemli kongrenin ikisi de Ekim ayındaydı. Her ikisine de Türkiye’de çalışan bütün pediatrik endokrinologlar neredeyse eksiksiz katıldıkları için, UPEK’in tarihini ESPE ile çakıştırmamaya özen gösterirdik. Böylece hem camiadaki arkadaşlarımızı toplu halde görmek mümkün olurdu. Sadece yeni çalışmalarımız için fikir sahibi olmakla kalmayıp, bütün kitap, derleme yazılarının fikirlerini bu toplantılarda olgunlaştırır, yazarlara konular dağıtılır, bir çok konuda iş birliği projeleri yapardık, bazen de posterlerde sunulan hastalarımızı tartışırdık. Yani sanıldığı gibi kongreler doktorların gezi yaptıkları zamanlar değildir.
KEDİ DEYİP GEÇMEMELİ, HAKLARINDA HER GÜN YENİ BİR ŞEY DAHA ÖĞRENİYORUM, KORKARIM KEDİLİ KADINLARDAN BİRİ OLACAĞIM.
Çanakkale’de gerçekten zengin bir yaban hayatına şahit oluyoruz. Bizim köy Kaz Dağlarının kuzeyinde kalıyor, ancak içinde bulunduğumuz orman alanının milli parktan geri kalır yanı yok. Köye gelirken Çanakkale/Lapseki yolundan sapılınca, önce buğday tarlalarından, meyve bahçelerinden geçiliyor derken tarlalar ve otlaklar arasında yer yer çam ormanı parçacıkları başlıyor, köyümüzden sonra ise kilometrelerce kesintisiz uzayan çam ormanı var.