Monthly Archives: Eylül 2018

MODERNİZE EDİLMİŞ İNCİR UYUTMASI

 

Yapılması çok kolay, çok sağlıklı, şekersiz bir tatlı. Anadolu’nun eski fakat unutulmaya yüz tutmuş bir  lezzeti; incir uyutması.

Yeni damak zevkine göre bir parça modernize ettim. Ayrıca laktoz içermeyen bir formül daha düşündüm.

 

İçindekiler;

3 adet kuru incir

1 büyükçe su bardağı süt

2 adet ceviz

 

1 adet muz

Küçük bir parça taze zencefil

 

Yapılışı;

Klasik incir uyutması yapılışı çok kolay. Kuru incirleri ince ince doğrayıp, sıcak suyun içerisinde 10 dakika kadar yumuşatılıyor. Bundan sonra incirler sudan çıkarılıyor. İyice sıkılarak suyunun çıkması sağlanıyor. Süt bir tencereye alınıp içerisine incirler ekleniyor. Tencere yavaş ateşte yoğurt mayalama ısısına kadar ısıtılıyor (parmak ucu sütün içine sokulduğunda 7’ye kadar sayıncaya kadar dayanacak).

Bundan sonra incirli sıcak süt bir blendrdan geçirilerek pürüzsüz hale getiriliyor. Zaten oldukça katılaşmış olan karışım 2 saat kadar üzerine havlu örtülerek mayalanmaya bırakılıyor. Bundan sonra servis öncesi en az 1 saat buzdolabında kalması uygundur. Servis için üzerine iri kıyılmış ceviz koyuluyor.

Bu ölçüler iki kase incir uyutması yapmaya yetecek miktardır. İsteğe göre miktar artırılabilir.

 

Benim modern versiyonumda sütün içerisine incirlerle birlikte 1 santimetreküp kadar taze zencefil ekledim.  İkinci olarak da kaselerin içerisine önce yarım küçük muz doğradım, üzerine incir uyutmasını döktüm. Her iki ekleme de orijinal tatlıya çok yakıştı.

 

Bu tatlı kabızlık çekenler için çok faydalı, ancak laktoz intoleransı olanlar için uygun değil.

 

Ben de bir kez bu tatlıyı badem sütü ile denemeyi planlıyorum. Hatta badem sütünü kendim yapıp, toz bademden de tatlıya tart gibi bir altlık hazırlamayı düşünüyorum.

 

 

BİRAZ DAHA LİSE VE FAKÜLTE ANISI, FEN KOMİTESİ, ORGANİK KİMYA, BENİM İÇİN DERSTEN ÖTE VE EYLÜL AYI

Geçtiğimiz günlerde, fakültedeki sınıf arkadaşlarımızdan birini daha kaybettik. İlginç olarak bu güne kadar vefat eden bütün arkadaşlarımızla ilgili çok belirgin anılarım varken bu arkadaşımızı, ancak resimlerini görünce hatırladım. Sadece ben değil sınıfımızdaki bir çok arkadaşımız da benim gibi siler arasından hatırladı. Demek ki öğrenciliğimizde pek girişken bir arkadaşımız değilmiş. Normalde bir sınıf arkadaşımızı kaybedince onunla ilgili anılar canlanır. Bu kez, bekli de çoğumuzun arkadaşımızla ilgili çok net anısı olmadığından toplu bir anımsama deliliği yaşadık.

Continue reading… →

KIRK YAMA KARNIYARIK

Geçen gün dolabı karıştırıp, mevcutlarla bir karnıyarık yaptım.

 

İÇİNDEKİLER

8 adet orta boy patlıcan

150 gr kadar kavurma

1 çay bardağı haşlanmış nohut

1 adet orta boy soğan

2 diş sarımsak

2 adet domates

2 adet kıl biber

1 su bardağı pizza sosu

2 yemek kaşığı zeytinyağı

Tuz/ karabiber

 

SOS İÇİN,

Yarım kilo domates

Yarım kilo salçalık kırmızı biber

2 adet orta boy soğan

5-6 diş sarımsak

2 kaşık zeytinyağı

2 kesme şeker

Bir ölçü tuz

Bir yemek kaşığı sirke

 

ÖNCE SOS TARİFİ;

Soğan ve sarımsak ince doğranarak zeytinyağı içinde bir müddet sotelenir. Daha sonra küp küp doğranmış domatesler, biberler, şeker ve tuz katılır. Bütün malzeme suyunu çekene kadar karıştırarak pişirilir. Ateşi kapatmadan bir dakika önce sirke eklenir. Bu karışım biraz soğuduktan sonra blendrdan geçirilip, kavanozlara koyulur. Üzeri hava almayacak şekilde kapatılırsa buz dolabında bir aya kadar saklanabilir.

Bu sosu pizza, makarna, kızartmalarda, et yemeklerinde içine istediğiniz baharatı, ya da kokulu otu (kekik, nane, fesleğen) ekleyerek kullanabilirsiniz.

Benim dolabımda hemen her zaman hazırda bulunur. Geçen gün pizza yaparken hazırlamıştım, dolapta bir su bardağı kadar kalmıştı.

 

KARNIYARIK TARİFİ

 

Patlıcanları alacalı soyup, tuzlu suda birkaç dakika beklettim. Sularını sıkıp, içine bir kaşık zeytin yağı koyduğum pilav tenceresine dizdim. Kısık ateşte tencerenin kapağı kapalı olarak, zaman zaman patlıcanları iyice yumuşayana kadar çevire çevire  pişirdim.  Böylece hem çok az yağ çektiler, hem de şekil de tat olarak zeytin yağında kızarmış gibi oldular.

İçi için soğan ve sarımsakları iyice ince doğrayıp, bir kaşık zeytin yağında soteledim. Bu sotenin içerisine kabuklarını soyduğum haşlanmış nohutları ve kavurmaları katıp, biraz da tuz ekledim. Hazır sosun yarısını bu karışıma ekleyerek hep birlikte bir müddet pişirdim. Böylece  dolaptaki bir çok malzeme tek bir iç halini aldı.

Daha sonra tepsiye dizdiğim patlıcanların içlerini açıp bu iç malzemeyi doldurdum (İç fazla geldiği için birkaç adet dolmalık biber de doldurdum).

Üzerlerini domates ve kıl biberle süsledim.

Son olarak da tepsiye kalan sosu sulandırarak döküp fırına verdim. 180 derecede 50 dakika pişirdim.

Gerçekten çok güzel oldu.

Kavurma, haşlanmış nohut ve bu sos benim dolabımda hemen her zaman olur.  Yani, bundan sonra bu evde bu tür karnıyarık yapılacak.

İNSANOĞLU ÇİĞ SÜT EMMİŞ, KİMİNE NE YAPSAN YARANAMAZSIN, KİMİNE TEK BİR SÖZÜN YETER

Bu gün hastalarımdan birinin annesinden bir mail aldım. Bundan 20 yıl önce çocuğunu bana muayeneye getirmiş, ağlaya ağlaya daha önceki doktorun yaptırdığı sonuçları göstermiş. Ben de ona ‘’ağla ağla, benim omuzlarıma sümüklerini silen ilk anne değilsin, sonuncu da sen olmayacaksın’’ sonra da ‘’merak etme senin çocuğuna geç tanı koyulmasına rağmen hiçbir problemi kalmayacak’’ demişim. Ne hastayı ne de bu olayı hiç hatırlayamadım ama gayet bana ait bir cümle gibi duruyor, kesin söylemişimdir.

Continue reading… →

Show Buttons
Hide Buttons