Pek çok konuda insanların ikiye ayrıldığını gözlemliyorum.
Örneğin ‘ baykuş’ türünde insanlar vardır, bu kişiler bir türlü yatağa giremezler. Müzik dinleyerek, içerek, eğlenerek, televizyon izleyerek, ders çalışarak, internette gezinerek sabahlara kadar otururlar, sonra da sabah bir türlü uyanamazlar. Bu gurubun gece normal bir saatte yatıp da sabah uyanamayan bir alt tipi de vardır. Bu tiplerin sabahları gözlerinin açılıp da akıllarının başlarına gelmesi zaman alır. Sabah kahvelerini içip, kendileri konuşmaya başlamadan bunlardan uzak durmakta fayda vardır.
‘Canım biricik sevgili yastığım‘ türü insanlar ise gece belirli bir saatte yatmak zorundadırlar, yoksa uykuları kaçar, zaten uyku saatleri geçirdikten sonra yaptıkları hiçbir şeyde meymenet olmaz. Uykusuzluğa hiç gelemezler. Bu türdeki insanlar sabahları çok erken uyanırlar, hafta sonlarında bile sabah saat 7-8’i geçirmezler. Uyku düzenleri bozulduğunda hiç çekilmez olurlar. Bu türün bir de gece kaçta yatarsa yatsın, sabah yataktan enerji içinde fırlayan bir alt tipi vardır.
Sonuç olarak insanlar sabahları uyuyamayanlar ve sabahları uyanamayanlar diye ikiye ayrılır.
Sıkıntıdan kilo kaybedenler/ sıkıntıdan kilo alanlar, saçlarını kısa kestiremeyenler/saçlarını uzatamayanlar, su içse yarayanlar/ne yese et üstüne et koyamayanlar, para harcayamayanlar/ para saklayamayanlar, elbiseleri, eşyaları bir gün işe yarar diye bir türlü atamayanlar / sık sık ev, eşya değiştirip her yıl dolap dolusu elbiseyi dağıtanlar …..
Bu listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Muhtemelen kendinizi de bu tiplerden birine yerleştirirsiniz. Bu tiplerden birine tam olarak dahilseniz tam tersi tipe geçmeniz ya hayat boyunca mümkün olmaz yada hayat boyu ancak bir değişim yaşayabilirsiniz. Bu değişim de doğum, menapoz gibi hormonlarını tepetaklak eden büyük olaylardan sonra meydana geliyor genellikle. Örneğin ben evlendiğimde 45 kilo idim diyen tombul hanımları, gençliğinde uyku küpü olup da menapozdan sonrası baykuşa dönen, yada daha önce hiç sağlığına dikkat etmezken ciddi bir hastalık geçirdikten sonra hastalık hastası olan insanları hepimiz biliriz.
Ancak bence iş düzeni konusunda insan tipleri ikiden çok daha fazla;
İŞÇİ ARILAR veya ATOM KARINCALAR; eğer kafanız bozulursa HAMAL da diyebilirsiniz. Bu tipteki insanlar Allah tarafından hiç de azımsanmayacak kadar fazladır. Seslerini çıkarmadan, herhangi bir eziyet çektiğini de göstermeden vızır vızır işlerini yaparlar. İşler ellerinde su gibi akıp gider. Bunlar günde 5 ameliyat yapar, üstüne gider serviste bir de vizit yapar, tıkır tıkır bütün evi temizler, üzerine 2 saatte 20 kişilik yemek hazırlar, bir yandan kocaman bir makine ile taş kırarken bir yandan şarkı söylerler. Bu tipler her eve lazım tiplerdir, ellerinden pek çok iş gelir, aynı anda bir kaç işi birden yapabilirler. Örneğin televizyon izlerken el işi, ocakta yemekleri varken, ütü yaparlar. Bu tipten biriyseniz dışardan yorgunluk belirtisi göstermediğinizden bütün işler üstünüze kalır.
İŞÇİ ARILAR’ın alt gurupları; TAŞI DELENLER, ; sürekli çalışırlar, bazıları çok kapasiteli olmasa da çok azimlidir. Sonuçta iş hayatlarında süreklilik gösteren bir başarı sahibidirler.
‘ALTIN ELLİLER’ alt gurubunun elinden gelmeyen yoktur. Elişi örneklerini çıkarırlar, marangozluk yaparlar, nefis yemekler yaparlar.
Bu gurubun bir alt tipi ‘SEÇİCİ BECERİ SAHİPLERİ’dir. Bu tipler bazı işlerde ciddi başarı gösterirken, diğer işler hiç ellerinden gelmez. Örneğin bilgisayarda harikalar yaratırken, bıçakla ekmek yerine ellerini keserler. Mesela yukarıdaki becerikli cerrah, yumurta kırıp da karnını doyurmayı -eşine naz olsun diye değil, gerçekten- beceremeyebilir.
EŞEĞİ YOKUŞA SÜRÜCÜLER; bu tipler görevlerini yaparlar ama onlardan hizmet almak için sabır küpü olmak gerekir. İşi yapmamak için her türlü baştan savma taktiklerine sahiptirler, size hizmet vermek için maaş aldıklarını unutup, ondan aldığınız hizmet için onlara borçlu olduğunuzu düşünmenize yol açarlar. Bu tipler size mutlaka uzun bir zamana randevu veriler, derdinizi dinledikten sonra eğer işi yapabilecek başkası varsa sizi ona yönlendirirler, pulunuzu, evraklarınızı eksik bulurlar, neden bilmem nereye telefon etmediğinizi sorarlar, işinizi bu gün bitiremezler, yarın tekrar gelmeniz gerekir vs vs. Birkaç dakikalık bir iş için saatler hatta günlerinizi çalabilirler. Bu eşeği yokuşa sürücüyü boş gördünüz de işinizi ondan istediniz değil mi? Aslında o tercihan boş duruyordur, genellikle etrafta birinci guruptan bir başkası vardır. Bir sonraki seferde siz de işinizi dolu olana söyleyeceksiniz.
Bu gurubun bir alt türü ‘ OLURU OLMAZ YAPICILAR’dır; bunlar genellikle bir sürü kanun, yönetmelik bilirler. Kendinden bir şey istendiğinde takır takır neden yapamayacaklarına dair kuralları sayar dökerler. Eğer bu kişi bir yetkili ise ve siz ilk olarak ona gittiyseniz, yandınız, altındaki memur da artık işi yapamayacaktır. Aslında siz kanunsuz bir şey istemediniz. Sadece lanet bir iş görmezle karşı kaşıyasınız.
Bir başka alt gurup ‘KARAR VEREMEYİCİLER’dir. Ya bilgisizlikten ya mükemmeliyetçilikten ya kendine güvensizlikten ya da maymun iştahlılıktan bir türlü karar veremedikleri için iş bitiremezler. Böyle bir tiple birlikte çalışıyorsanız, örneğin bu kişinin elbisesini diken terzisiniz. O model mi olsun bu model mi, istediğini yapıp bitirmek üzeresiniz, hayır bu olmadı şöyle olur muydu? Sizi tepe sersemi ederler. Eğer doktorunuz bu tipse tetkik üstüne tetkik isteyecektir. Bir türlü laboratuvar sonuçlarından tatmin olmadığından ve iyice emin olmadan da tedavi vermek istemediğinden size tedavi vermesi haftaları bulabilir.
BOŞA DEĞİRMEN DÖNDÜRÜCÜLER; Bu gurupta da bir kaç alt tip seziyorum. Bunlardan birincisi gerçekten iyi niyetlidirler, işi yapmaya çalışırlar; ancak ya beceriksizlikten, ya akılsızlıktan, ya da bilgisizlikten debelenip dururlar, ellerinden bir iş çıkmaz. Genellikle iki şeyi aynı anda yapamazlar; ben yürürken ciddi bir konuşmaya dahil olamayanları, masaya tabak koymak gibi basit bir şeyi yaparken bile bir soru sorduğunuzda tabak elinde donakalıp size ancak o şekilde cevap verebilenleri biliyorum. Eğer böyle biri sizin altınızda çalışıyorsa sakın bunlara sinirlenmeyin, tek yapmanız gereken sadece tek ve kesin bir emir vermek. O işi bitirince ikinci işi istemek. Mesela git bu evrakı şu kişiye imzalat gelirken de bir şişe su al dememelisiniz. Önce git evrak imzalat gel, geri gelince git su al gel demelisiniz. Bu insanlara bu şekilde davranır sonra da küçücük bir takdir gösterirseniz, muhtemelen daha önce çalıştığı yerlerde çok azar işitmiş olduğu için size çok minnettar kalacaktır, zevkle ve özveriyle çalışabilir artık.
Bir diğer tür boşa değirmen döndürücü ise ‘YANLIŞ HEDEFE KİLİTLİLER’ dir. Bunlar tehlikelidir. Bu tipler kendilerini boşu boşuna oradan oraya attıkları için hedefe yönelik iş çıkaramazlar ancak kendilerince çok iyi iş çıkarmışlardır. Asla hata yaptıklarını kabul etmezler, kendi akıllarından başkasını beğenmezler. Yapılması gerekenleri yapmayıp kendi kafasındaki hayali işlerle ilgilenirler.
Başka bir boşa değirmen döndürücü ise ‘NARSİST ÇALIŞANLAR’dır, kendileri ile ilgili olmayan, kendilerine faydası dokunmayacak hiç bir şeyle ilgilenmezler, bir şekilde çok çalışır görünmeyi başarırlar. Yaptıkları şeyin kendisine faydası olacağını düşünürse gerçekten de canla başla çalışırlar, diğer işleri ise hiç üstlenmezler, her türlü baştan savma manevrasını bilirler, hamallar çalışsın diye düşünürler, her şeyi kendilerine yontarlar, patronun gözüne girmek isterler. Bu bir kadın ise giyim mağazalarının, güzellik merkezlerinin, erkekse spor salonlarının, her iki cins akşamcı barların daimi müşterileridir.
ODUN KIRICININ IH DEYİCİLERİ; bu tipler asla bir iş yapmazlar. Ancak yapılan işleri eleştirmekle üstlerine yoktur. Örneğin işle ilgilenmezler ama bağıra çağıra iş yapanı eleştirirler, 100 metre yürümekten acizdirler, ama beceriksiz futbolcu nasıl olur da o golü kaçırabilir diye kavga edebilirler, ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmazlar, ama beceriksiz olan temizlikçi kadındır. Hepsi siyasetçidir, futbolcudur, borsa simsarıdır, ekonomi profesörüdür, güzellik uzmanıdır, doktordur, öğretmendir, her şeydir, her şeyi bilir, ama kendisinin yapması gereken herhangi bir şey yoktur. Pardon eleştirmek de bir iş sayılır tabii. Eğer bu tipleri meşgul tutmak istiyorsanız üretici olun, nasıl olsa bir odun kırıcının radarına takılırsınız, bırakın biraz da sizi eleştirsin, unutmayın meyve veren ağaç taşlanır.
Bu türün bir alt tipi ‘ YAPMADIKLARINI YAPICILAR’dır; bunlar da iş yapmaz, yaptığını iddia eder. Ya yalancıdırlar, ya gerçeği değerlendirme yetenekleri bozuktur, ya da o kadar tembeldirler ki parmağını oynatsa olimpiyat koştuklarını sanırlar. Bunlarla çalışırken onları yok saymak da mümkün değildir. Çünkü gerçekten çalışana sinir olurlar, onun ayağını kaydıracak her tür komploya vardırlar. Çalışıp üreteni aşırı derecede eleştirirler.
PİŞMİŞ AŞA SU KATICILAR; yapılan işi beğenmediklerinden al baştan yapmaya yada yaptırmaya çalışırlar, genellikle yapılanı da bozarlar, bozamazlarsa en azından geciktirirler. Eğer kendileri yapmış değilse bir şeyin akıllarına yatması çok zordur. Hatta bazen kendi yaptıklarını bile beğenmedikleri olur. Ancak çok maharetli biriyseniz, yapılan işi zaten kendisinin verdiği fikir üzerinden yaptığınıza inandırabilirseniz, belki bir sonuca ulaşabilirsiniz.
Bunların bir kısmı ‘HAYAL GÜCÜ KISITLI DİKTATÖRLER’dir. Sırf eziyet olsun diye, karşısındaki kişinin yetkilinin kendisi olduğunu iyice anlasın diye aynı işi tekrar tekrar yaptırırlar. En iyi örnek sekreterine aynı yazıyı tekrar tekrar yazdırıp, bir türlü imzalamaya layık bulamayan patronlardır. Bu patronun diktatörlüğünü anladım ama hayal gücünün az olduğunu nereden çıkarttın diye düşünüyorsanız cavabım ‘Hayal gücü biraz çalışsa on ayrı yazı yazdırırdı’ olur. Zaten sekretere gereksizce 10 yazı yazdıran o patronu ‘yanlış hedefe kilitliler’ sınıfına sokardım.
ŞEYTANIN İŞÇİLERİ; bunların işi kötülük yapmaktır. Mahallenin bütün sosyal yaşamını bilirler. Kendilerine haber taşıyıcıları vardır, kendileri de başkalarına haber taşırlar. Kim kimle görüşüyor? Kim nereden alışveriş yapıyor? Kimin eşi ile arası bozuk? Her şeyi bilirler, aktarırlar, hatta uydururlar. Daha da tehlikeli olanları kıskanırlar, gıybet ederler, beddua ederler, büyüler, yalancı muskalar yaparlar. Genellikle kadrolu falcıları, cincileri, rüya tabircileri, guruları vardır. Tabii bizzat kendileri falcı, rüya tabircisi vb değilse. Bu tiplerin bazıları oldukça tatlı dillidir, sizi uzun süre kandırabilirler, etkileri altına alabilirler, hatta size kötülük öğretebilirler.
Bu guruptan olan kişiler eğer resmi bir işte çalışıyorlarsa, ‘İŞ BİLİCİLER/BİTİRİCİLER’dir, kanunların açıklarını iyi bilir ve kullanırlar, rüşvet alırlar, işlerinin verdiği gücü kötüye kullanırlar, komplo kurarlar, iş yerinde kendi altında çalışanlarla alay ederler/azarlarlar (mobbing), hatta kanunsuz işler yaptırırlar. Diğer çalışanların açıklarını bilirler hatta dosya tutup aleyhte belge biriktirirler, bu dosyalarla insanları tehdit ederler, aslında günün birinde şantajla uygunsuz iş yaptırabilecekleri ahlaksızlarla çalışmayı tercih ederler. Bunlar genellikle kendi üzerinde çalışanlara, patronlara karşı çok uysaldırlar, patronu yağlar, nezaket gösterir, diğer çalışanlarla ilgili dedikoduları gammazlarlar. Ellerinden her türlü melanet gelir. Kötülük yapma becerileri arttıkça başkalarının üzerine basa basa iyi mevkilere gelebilirler. Bu gurup insan da ne yazık ki oldukça fazladır, bazıları iyi de para kazandığından onlara özenenler de çok olur.
Bunların bir kaçının özelliklerini gösteren karma tipler de vardır.
Kendi tipinizi belirleyin, karşınızdakilerin tiplerine dikkat edin, hayatınız kolaylaşacaktır.