Sonbahar ekinoksu geride kaldı, günler artık kısalmaya, havalar serinlemeye başladı. Göğü bulutların hareketlendirdiği, sonbahar güneşinin, yaprakları sarının, kızılın, kahverenginin her tonunda boyadığı zamanlar geldi.
Ekim ayı adının kaynağı Türkçe olan nadir aylardan biridir, sanırım kış sebze bahçelerinin son ekimleri yapıldığı için ekim adını almış. Eski Türkçede ekim ayının adı teşrinievvel ayı imiş.
Bu yıl, Hicri takvime göre ekim ayının 7’sinde 1443 yılının Rebiülevvel ayına giriyoruz. Hicri takvim ay hareketlerine göre hesaplandığı için her sene aylar döner (ramazandan bu olayı çok iyi biliyoruz). Ekim ayının 11i ise Mevlit kandili.
Rumi takvim, şu anda kullandığımız takvimden çok farklı değildir, sadece her ay kullandığımız takvimim 14üncü günü başlar. Rumi takvime göre bütün yıl, ağaçların yapraksız olduğu Kasım ve yeşil olduğu Hızır olarak iki mevsimden oluşur. Ekim ayı Hızır günlerinin de son günleridir artık.
Gökyüzünde 14-15 ekim günlerinde ay, Satürn ve Jüpiter ile yakın konumlarda gözlenecek. Ay döngüsüne gelecek olursak, ayın 6sında terazi burcunda bir yeniay, 20sinde ise koç burcunda bir dolunay gerçekleşecek.
Ekim ayının ilk günlerinde artık göçmen kuşların Anadolu’dan göçtükleri son günlere denk gelen kuş geçimi fırtınasını, koç katımı fırtınası izler. Dokuz ekim yaprak dökümü, 14 ekim Meryemana, 17 ekim kırlangıç, 18 ekim koz kavuran, 21 ekim bağbozumu, 28 ekim balık fırtınası diye anılan günlerdir. Yani hava bozuyor.
Ekim ayında bahçeye bakla, turp, ıspanak, soğan, sarımsak tohumu atılabilir, marul, kereviz, pırasa, pancar ve lahana türleri ise fide olarak dikilir.
Balık çeşitlerinin en bol olduğu aylardan biridir; barbunya, çipura, kılıç, levrek, lüfer, tekir, sardalya, ofroz, traça gibi balıklar boldur. Palamutun en bol ve lezzetli zamanıdır.