1444 Zilkade ayındayız, ayın 19unda Zilhicce ayına giriyoruz, 28-30u arası ise Kurban bayramı.
Ayın 4ünde yay burcunda dolunay, 18inde ise ikizler burcunda yeniay var.
Yaz gün dönümü ise 21 Haziran, wiccan (neopagan) inanışına göre Litha (bolluk, bereket) bayramı gün dönümünü içine alan bir hafta boyunca kutlanmaktadır. Anadolu’da bu tarihlerde kutlanan bir doğa bayramı bilmiyorum, ama Orta Asya’da ve Rusya’da bazı kutlamalar yapıldığını okudum. Kişisel görüşüme göre bu gün aslında kullandığımız takvimde de çok belirgin bir başlangıç günü almalıydı, ama nedense arada kaynamış.
Bu yıl alışıldık mevsimsel olayların gerçekleşmesini beklemiyorum, bu nedenle yüzyıllardan beri halk arasında bilinen fırtınaları paylaşmayacağım.
Dünyanın kendine ait bir yaşamı var; doğmuş, hareket ediyor, değişiyor, yaşlanıyor ve bir gün ölecek, ben dünyanın bizim gibi canlı olduğuna gönülden inanıyorum. Duyguları var mı, emin değilim, ama varsa bile bizimkinden farklı olmalı. Sadece gözleyerek şunu söyleyebilirim zaman zaman değişime uğramak için hastalık diyebileceğim zorluklar yaşıyor. Bu hastalık bazen sivilce gibi küçük bir noktayı etkiliyor, bazen enfeksiyon gibi neredeyse bütün varlığı etkiliyor. Mesela bazen lokal bir alanda ciddi yağış oluyor, ve bizim Karadeniz bölgesinde çok alışık olduğumuz gibi sadece bir dere boyunda sel meydana geliyor. Oysa mesela iklim krizi bütün gezegeni etkiliyor.
Bu yıl ülkemizde gerçekleşen deprem bence bütün gezegeni etkileyen bir olaylar serisini tetikledi. Maraş depremleri sadece yakın coğrafyayı etkilemedi, kısa süre içinde ülkemizden uzak görünen Afganistan gibi yerlerde büyük depremler oldu, uzak doğuda yanardağlar patladı. Zaten bence deprem, sel, yanardağ patlaması ve ilginçtir uçak kazalarının peş peşe olma ihtimalleri teker teker olma ihtimallerinden çok daha fazla. Ne zaman büyük bir deprem olsa arkasında önünde birkaç ay içerisinde dünyanın bir yerlerinde seller, yanardağ patlamaları oluyor. Bu yıl farklı olarak seller deprem bölgesinde meydana geldi, aşırı tuhaf iklim olayları yaşandı. Arap Yarımadası tarihinde böyle bir dönemi acaba Nuh tufanında mı gördü diye düşünmüyor değilim. Şimdi de Etna Yanardağı patladı. Büyük yanardağ patlamaları bazen kül bulutları nedeniyle kısa süreli (birkaç yıllık) soğuk iklime neden olur (tam da iklim krizi varken pek fena olmazdı doğrusu). Bütün bu laf kalabalığını yazma sebebim, bu haziran hatta belki de yaz ayları boyunca alışılageldik bir mevsim görmeyeceğiz gibi hissediyorum.
Birazcık astroloji eğitimim var, şu önümüzdeki 1,5-2 yıl hem doğal afetler hem de toplumsal olaylar yönünden çok zorlu geçecek gibi duruyor. Ne diyeyim Allah sonumuzu hayretsin.