Geçen hafta köyümüzde başlayıp çevremizdeki ormanı büyük ölçüde yakan yangından sonra köyün sesi değişti. Zaten köyün şehre göre çok daha farklı sesi olduğunu ilk günden beri fark etmiştik; şehirli kulağı için önce trafik sesinin yoğunluğunun az olması sessizlik olarak algılanıyor, daha sonra köyün seslerini idrak ediyorsun. Gündüz bizim köyde de hayli trafik sesi vardır, şimdi bir de arı gibi ormancılar, itfaiye çalışıyor, diğer taraftan yanmayan tarlalar hasat ediliyor, yani gündüzleri ciddi trafik var, üstelik sadece karada değil, zaman, zaman helikopter gürültüsü de var. Buna karşılık yangın neredeyse tamamen söndüğü için geceleri çok faaliyet kalmadı. Böylece özellikle gece seslerinin nasıl değiştiğini fark ettim.
Gece bir ezan sesi gelir, teker, teker geçen araba, traktör sesi gelir. Bunun dışında hayvan sesleri gelir, köyün içinden en çok bol miktarda köpek sesi, zaman zaman inek böğürmesi, kuş sesleri filan gelir. Ormandan ise cırcır böceklerinin cırıltıları, böğürmeler, havlamalar, ulumalar, çok çeşitli kuş sesleri ve ağaçlardan bazen rüzgârın artırdığı uğultular, hışırtılar, dalgalanma sesleri gelir.
Yangından sonraki günlerde etrafımızda insan faaliyeti o kadar çoktu ki, kulaklarımda hep su tankerlerinin, itfaiye araçlarının, ormancıların sesleri vardı. Araçların gece mesaileri azalınca birden bire köyün sesleri geri geldi. Köpekler ve kuşlar dışında ses kalmamış, bütün o uğuldamalar, cıvıltılar yok. Hava günlerdir oldukça durgun, ağaçlardan gelen dalga sesleri de yok. Sadece kuş sesleri geri geldi, onları da eskisine nazaran daha az duyuyorum sanki.
Özellikle cırcır böceklerinin bazen insanı bezdiren korosu ortadan kayboldu (cırcır böceklerinin fazla şarkı söylemesi ormanın yaşlı bir orman olduğunu ve dolayısıyla yangın tehlikesinin arttığını gösteren bir belirtiymiş). Şimdi gecenin içinden cırcır böceklerinin sesi gelmeyince, ormanın sesleri içerisinde ne büyük bir yer tuttuğunu fark ettim. Şu anda pek çok yerde orman yangını var, yangınlardan birine 30 kilometre yakın oturan bir arkadaşımın evini cırcır böcekleri basmış, umarım bizimkiler de bu kadar uzun uçabiliyordur ve kaçmayı başarmışlardır.
Cırcır böcekleri ve kuş sesi olduğunu ayırt ettiğim sesler dışında da ormandan bir sürü ses gelirdi. Sadece çakal sesi çok belirgin bir uluma/çığlık olduğu için aradan fark ederdim. Lazca sadece birkaç kelime biliyorum; onlardan biri de Lipardi, yani çakal, onu da bağıran çocuklara ‘lipardi gibi bağırma’ sözünden biliyordum, geçen ay Sermin’den çakalın lazcası olduğunu öğrendim. Geçen yıl, bir ara bizim bahçeye dadanan bir çakal ailesi bile olmuştu, yani çevrede bolca çakal vardı. Şimdi sesleri kesildi. Etrafta gördüğüm bir sürü yaban hayvanının ne olduğunu merak ediyorum.
Ormanımıza insan eli değmezse kendini kısa sürede yeniler, umarım seneye bütün sesleri geri gelir.
Çevreden gelen kömür kokusu da azaldı. Hayat bizim için normale dönmeye başladı.