Daily Archives: 20 Ekim 2023

ÇOK ZOR ZAMANLARDAN GEÇİYORUZ, YAPILACAK EN DOĞRU ŞEY AKLINA MUKAYYET OLMAK

Bu günlerde gerçekten insanlık tarihi adına oldukça karanlık günlerden geçiyoruz. Bir yanda Rusya Ukrayna savaşı devam ederken, aniden İsrail, Filistin savaşı başladı. Bu son savaşta hem Filistinlilerin siyasi gurupları, hem de resmi İsrail ordusu hiçbir kural tanımadan devam ediyorlar. Aslında ilk saldırı Hamas’tan geldi, ancak İsrail’in karşılık vermek şekli asla bir devletin verdiği karşılığa benzemiyor. Hiç birimizin aklı savaş sırasında da olsa resmi bir devletin (uluslararası hukuka bağlı resmi bir devletin), bir hastaneyi bombalayabileceğini almadı. Batı ülkelerinin ve Müslüman ülkelerin çoğu ise bu durumu kınamadılar bile. Hadi Müslüman devletleri daha iyi anlıyorum, belki de bir din savaşının başlamasını istemedikleri için tepkisizler, ama insaf yani, bir kınama olsun, yeter barış istiyoruz diyen güçlü bir bildirge olsun yapılmaz, korkudan mı susuyorlar, yoksa başka bir nedenleri mi var bilmiyorum.

Batı ülkelerine gelince, o ‘’medeni’’ ülkeler, Birinci Dünya Savaşında, Çanakkale cephesinde sargı yerleri bombalayan ülkeler değil mi?

O savaş sonunda siyasi sınırları bile masa başında şekillenmiş ‘Orta Doğu’nun başı bir türlü beladan kurtulamıyor. Geri dönüp bakınca Osmanlı İmparatorluğu bu topraklarda huzuru nasıl sağlamıştı, sonra neler yaşandı da bu denli karmaşa ortaya döküldü. Anlamak hiç de zor değil, bütün sebep petrol. Allah insana aklının yettiğince sorumluluk yüklesin, aklı olmayana, geleceği göremeyene dünya malı zenginlik bile nasip etmesin, inşallah.

Evet; bölgeyi karıştıranlar var, (ama hani ‘hırsızın hiç mi suçu yok’ diye bir laf vardır), sen de aklını kullan, karışma be kardeşim. Savaş nedir yahu?

 Şimdi bir türlü aklım almıyor, ta Habil ile Kabil’den başlayan bu akrabalar savaşı nasıl gerçekten sona erer. İnsanlar bu kadar kamplara ayrıştıktan sonra nasıl birbirlerini affeder, nasıl sulh olur, aslında tek bir cevabı var; petrol bitsin, sulh olur. Dışarıdan müdahale olmayınca çok da uzun olmayan bir süre içinde, bölgedeki her gurup, her ülke birbirini affeder.

Birçok kişi ‘affetmek unutmaktır’ diye, diğerleri de ‘affetmek başkalarını bağışlamaktır’ diye düşünür.

Bence affetmek unutmak değildir, çünkü unutulabilir olan zaten hatırlanmaya değer bir şey, dolayısıyla affedilmesi gereken bir şey olamaz. Affetmek başkalarının kusurlarını bağışlamak hiç değildir, çünkü bağışlama kelimesi ilk duyumda yüce gönüllülük sanılsa da, derininde kibir saklar, onun içindir ki bağışlamak Allah’a mahsustur denir. Ben kimim ki, birini bağışlayayım. Schiller ‘affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır’ der. Bu fikre de katılamıyorum. Affetmek, başkalarından yüklendiğin acıyı terk etmektir, artık intikam ihtiyacı da kalmamıştır, salıver gitsin. Nasılsa hayat onun da içinden geçecek, bu geçiş sürecinde senin aklına getiremeyeceğin kadar çok zorlukla boğuşacak, kendini intikam planları yaparak yormaya gerek yok.

Bu gibi zorlu süreçlerde en doğrusu kendi canının kıymetini bilip, yapabileceğin kişisel herhangi bir şeyin kimseye faydası olmayacağının farkına varıp, akıl ve ruh sağlığını korumaya çalışmak.

Biz de ne zalim zamanda dünyaya teşrif eylemişiz, 65 yaşındayım, daha bir oh demek mümkün olmadı.

Show Buttons
Hide Buttons