Category Archives: Genel

TRABZON HAVAALANI, UÇURUMA DÜŞEN UÇAK, BU İLK VUKUAT DA DEĞİL ÜSTELİK

 

Ben Trabzon’da doğdum. Trabzon havaalanı 1957 yılında yani ben doğmadan önce açılmış. Yıllar geçtikçe havaalanının giderek trafiğinin artmasına, gümrüklü havaalanı olmasına, yeni halinin açılması şahit oldum. Hatta Farabi Hastanesinde çalıştığım çeyrek asır boyunca, uçakların iniş kalkışlarını izledim. Doğal olarak yüzlerce belki de binlerce kez bu havaalanında uçağa bindim, uçaktan indim.

Continue reading… →

DOKTOR EVLERİ, YILDIZLI/ŞİMŞEKLİ GECELERİN ALTINDA YILDIZLI, İÇİMİZ DIŞIMIZ DENİZ, İLK DOĞA SPORLARIMIZ

 

Benim çocukluğumda Trabzon, Numune Hastanesi karşısında yer alan Yeni Mahallede sona ererdi. Ayasofya Kilisesinin çevresi neredeyse tamamen boştu. Ayasofya’nın altına sahil yolu kenarına ilk apartmanlar yapıldığı zaman, annemin ‘’orası şehrin tamamen dışında acaba kim oturacak ki’’ dediğini çok net hatırlıyorum.

Trabzon ile Akçaabat arasında, Söğütlü mevkiinde, Yıldızlı denilen yerde, deniz kıyısında,  eskiden doktor evleri denilen bir dizi villa vardı. Bizim de orada bir yazlık evimiz vardı. O bölgeden arsa alındığını ve evin planını da annemin çizdiğini hayal meyal hatırlıyorum. Ama ben ilkokul üçüncü sınıfta olduğum sene (1966 yılı) inşaat bitmiş olmalı ki, biz de yazın o eve göçmüştük. Bundan sonraki 15 yıl boyunca her yazımı o evde geçirdim.

Continue reading… →

KISKANÇLIK BİR İNSANLIK HALİ, AMA BU DUYGUYU DOĞRU NESNEYE YÖNLENDİRMEK LAZIM

Kıskançlık, az ya da çok hemen herkesin içine düştüğü bir tuzaktır. Ben kıskançlık nedir hiç bilmedim diyen, ya çok özel bir ruhtur, ya hafızası onu yanıltıyor, ya da hadi yalan söylüyor demeyelim de kendi duygularını tanımıyor diyelim.

Kıskançlık, insanın kendini yetersiz ve eksik hissetmesi, kendi eksiğini gördüğü bir başkasının hayatını, ilişkisini, sağlığını, parasını, cazibesini çaresizce istemesidir. Duygusal enerjisini, üstelik de oldukça güçlü bir duygusal enerjiyi boşa akıtmasıdır. Eğer daha da karanlığa dalarsa nefret ve intikam duyguları ile kendi ruhunu zımparalamasıdır.

Herkes bu duyguyu bu kadar uçlarda yaşamıyor olabilir, ama mutlaka bir şekilde yaşar.

Continue reading… →

BURALAR HALA ÇAMUR İKEN, BİR SENARYO YAZSAM ARTIK DİYORUM

 

Dün Umurbey’e yine orman yolundan gittik. Geçen gün ıssızlığı, tahta köprüsü, sonbahar renkleri ve olağanüstü güzel manzarasıyla bizi büyüleyen yol gözüme çok farklı göründü. Sanırım geçen ay off road yarışması yapıldığında nasıl göründüğünü anladım çünkü yol boyunca ikili üçlü guruplar halinde, en az 15-20 adet park halinde araç vardı.

Continue reading… →

YAŞASIN EMEKLİLİK, YAPMAYA FIRSAT BULAMADIKLARINI YAPMA, BAZEN YENİ, BAZEN DE ESKİ HEVESLERİ YAŞAMA VAKTİDİR ŞİMDİ

Çanakkale’de birkaç Hacettepe 81 mezunu arkadaşım var.  Bundan birkaç ay önce Semra, Çanakkale’deki bütün sınıf arkadaşlarımızı bir kahvaltıya davet etti. Bu öyle sıradan bir davet değildi, sırf bu sabah için, çok sık kullanmadığı yazlık evini ayarladı. Tam da hani o masalara sığmayan, klasik  Türk kahvaltısı hazırladı.

Continue reading… →

YOLLAR VE YOLCULUKLAR; CUMHURİYET BAYRAMINI GELİBOLU MANZARASINDA KUTLAMAK, DEĞİŞİK BAKIŞ AÇILARI, KÖYE GELEN ŞEHİR

Geçtiğimiz iki buçuk haftayı yollarda geçirdim. Bu süreç içerisinde hem Hacettepe’den sınıf arkadaşlarımla, hem de Elazığ’da geçen mecburi hizmet günlerindeki arkadaşlarımla buluştuğum için sadece gerçek yollarda değil, hayatın geçmiş yollarında zihinsel bir yolculuk da yaparak bir çok anıyı canlandırmış oldum.

Continue reading… →

BOZCAADA’DA NEYE NİYET NEYE KISMET, PARAMPARÇA VE SIRIL SIKLAM

Bu yaz, her tarafı denizlerle çevrili bir ilde yaşarken, denize girmek için birkaç güzel yer keşfetmeye çıktık. Denize girecek farklı yerler araştırırken birkaç kez de Bozcaada’ya gittik.

Denize girmek için düşük ısıya ayarlanmış benden termostatı gerektiren güzel plajlarını, midene bayram, cebine hüsran yaratan lokantalarını, şaraplarını, kekik çeşitlerini, sarı kantaronunu, feribot kuyruklarını öğrenmeye ve kanıksamaya başladığımızı söyleyebilirim.

Continue reading… →

DÜNYANIN DÖNGÜLERİ, HAYATIN SUNDUKLARI VE ÖZ SAYGI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER.

Her yıl 21 Mart ve 23 Eylülde güneş ışınları ekvatora dik olarak gelir. Bu günler gece ve gündüzün eşitlendiği günlerdir ve bilimsel olarak ekinoks olarak isimlendirilir. Ekikoks, Türkçe Güntün eşitliği olarak bilinse de bu terim nedense pek de yer kullanılmayacak gibi görünüyor. Bu gün, 2017 yılının sonbahar ekinoksu, yaz boyunca gece vakitleri yavaşça uzayarak, gündüze yetişti, bu günlerden sonra uzamaya devam edecek ve kış boyunca geceler gündüzlerden daha uzun olacaklar.

Continue reading… →

Show Buttons
Hide Buttons